NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ حَرْبٍ
حَدَّثَنَا
حَوْشَبُ
بْنُ
عُقَيْلٍ
عَنْ مَهْدِيٍّ
الْهَجَرِيِّ
حَدَّثَنَا
عِكْرِمَةُ
قَالَ كُنَّا
عِنْدَ أَبِي
هُرَيْرَةَ
فِي بَيْتِهِ
فَحَدَّثَنَا
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَهَى عَنْ
صَوْمِ
يَوْمِ
عَرَفَةَ بِعَرَفَةَ
İkrime'den; demiştir ki:
"Biz Ebû
Hureyre'nin evinde onun yanında idik. Ebû Hureyre (r.a.) bize, Rasûlullah
(s.a.v.)'in, Arafe günü Arafat'ta oruç tutmayı nehyettiğini haber verdi."
İzah:
İbn Mace, siyam; Ahmed
b. Hanbel, II, 304, 446.
Bu Haberden anlıyoruz
ki Hz.Peygamber (s.a.v.) Arafe günü Arafatta vakfede olanların oruç tutmalarını
men etmiştir. Çünkü Arafat, bol bol dua edilecek, zikir yapılacak bir yerdir.
Oruç kişiyi halsiz düşüreceği için onun dua ve zikrine mâni olur.
Âlimler Arafe günü
Arafat'ta oruç tutmanın hükmünde ihtilaf etmişlerdir.
Yahya b. Said
el-Ensari, hadisin zahirini alarak arafe günü Arafat'ta oruç tutmanın haram
olduğunu söylemiştir.
Ebu Hanife, Malik, Şâfiîler,
Servi ve ulemanın cumhuru, hacılar için arafe günü Arafat'ta oruç tutmamanın
müstehab olduğu görüşündedirler. Bu görüş Ebu Bekir, Ömer, Osman, İbn Ömer
(r.anhum) gibi büyük sa-hâbîlerden de rivayet edilmiştir. Darimî'nin rivayet
ettiği bir habere göre İbn Ömer'e, Arafe günü oruç tutmanın hükmü sorulmuş o da
şu cevabı vermiştir: "Peygamber (s.a.v.) ile birlikte haccettim. Oruç
tutmadı. Ebu Bekir-le beraber hac ettim oruç tutmadı, Ömer'le beraber hac
ettim, oruç tutmadı, Osman'la beraber haccettim o da oruç tutmadı. Ben de
tutmam, tutulmasını emretmem ama men de etmem."
Peygamber (s.a.v.)'in
Arafe günü Arafat'ta orucu nehyetmesi kerahete hamledilmiştir. Bu konuda
Hattâbî şöyle der:
"Bu, istihbaba
delalet eden nehydir. (O günde oruç tutmamak müstehabtır) İhram'da olan kişiye
o günün orucun nehyedilmesi, onun güçten düşerek dua edememesi korkusundan
dolayıdır. Ama güçlü olup oruç tuttuğu takdirde oradaki dua ve ibâdetlerini
ihmal etmesinden korkulmayan kişinin oruç tutması daha iyidir.
Ahrned b. Hanbel;
"Gücü yeten kimse oruç tutar. Tutmayan için de bir şey yoktur. Çünkü bu
gün kuvvete ihtiyaç duyulan gündür", der. İshak, "Hacıların o günde
oruç tutmalarını müstehab görürdü. Atâ, "kışları oruç tutarım, yazlan
tutmam," derdi. Malik ve Süfyan, hacıların oruç tutmamalarını tercih
ederdi. Şafiî'de böyledir."
Îbnû'l-Münzir,
İbnu'z-Zübeyr, Osman b. Ebil-As, Hz. Aişe ve Ishak'ın Arafe orucunu müstehab
saydıklarını nakleder. Muhtemelki bu zatlar Hz. Peygamber'in orucu nehyetmesini
oruç sebebiyle halsiz kalıp, Arafat-taki ibadeti ihmal edeceklerle ilgili
görmüşlerdir.
Arafe günü orucunu
teşvik eden ve mutlak men'eden hadisler de vardır.
Müslim'in Ebu
Katâde'den rivayet ettiği bir hadiste Hz. peygamber şöyle buyurmuştur:
"Arafe günü
orucunun kendisinden önceki ve sonraki senenin günahlarına keffâret olacağını
umarım."
Ebû Davud'un Ukbe b.
Âmir'den rivayet ettiği bir hadiste ise,[bk. 2419 no'lu hadis.] Rasûluüah'ın
şöyle buyurduğu ifâde ediliyor:
"Arafe günü,
Kurban bayramı günü ve teşrik günleri, biz müslümanlarııı bayramıdır. O günler,
yeme-içme günleridir/'
Bu durumda Arafe
gününün orucu ile ilgili olarak Peygamber (s.a.v.)'den üç ayrı rivayet
bulunmaktadır. Bunlardan birinde oruç mutlak olarak teşvik edilmekte,
birisinde mutlak men'edilmekte, birisinde de sadece Arafat'taki hacılar için
men edilmekte, başkaları söz konusu edilmemektedir.
Hafız İbn Hacer, bu
konuda şöyle der: "Cumhura göre, "Arafe günü oruç tutmak, Arafat'ta
vakfeye mâni olacak derecede bedeni yormuyorsa, kişi hacda da olsa bu oruç
müstehabtır. Bunlar, Ebu Katâde'nin rivayet ettiği Arafe orucunun, önceki ve
sonraki seneye keffâret olacağını Allah'tan umarım, manasmdaki hadise
dayanırlar. Ukbe b. Amr'ın merfu olarak rivayet ettiği, "Arafe bayram ve
teşrik günleri biz müslümanların bayramımızdır. Onlar yeme-içme
günleridir." manasına gelen hadis şöyle izah edilir:
Bu hadiste Arafe günü
orucunu nehyeden açık bir ifâde yoktur. Çünkü o günün bayram oluşu, oruca mani
olmaz. Ayrıca onun Arafat'takilere has olması da mümkündür. Hadisteki "o
günler yeme-içme günleridir" ifâdesi de kurban ve teşrik günleri ile
alâkalıdır".
Bu hadislerin arası şu
şekilde te'lif edilir: Arafe günü, hacda olma: yanların oruç tutmaları
müstehabdır. Arafatta vakfede olup, halsiz düşeceğinden korkulanlar için ise
mekruhtur. Arafat'ta vakfede olup da halsiz düşmeyenler için oruç mubahtır.